Her toplumda, zaman içinde unutulan veya yanlış hatırlanan olaylar ve nesneler, insanların kolektif hafızasında ilginç bir yer edinir. Türkiye’de bu tür şehir efsanelerinden biri, “75 kuruşluk madeni para” hakkındadır. Peki, bu para gerçekten var mıydı, yoksa tamamen bir yanılgı mı?
75 Kuruş Gerçekten Var mıydı?
Yaygın bir inanışa göre, Türkiye’de bir dönem 75 kuruşluk madeni para dolaşımdan geçmişti. Ancak bu iddia, ne tarihsel kayıtlarda ne de Türkiye Cumhuriyeti’nin para sisteminde yer alır. Darphane’nin kayıtlarına göre, Osmanlı İmparatorluğu döneminde veya Cumhuriyet’in herhangi bir safhasında 75 kuruşluk bir madeni para basılmamıştır. Resmi kaynaklarda da böyle bir paranın tedavülde olduğuna dair herhangi bir iz bulunmamaktadır(
Geyikmi – Sosyal İçerik Platformu).
Efsanenin Kaynağı: Mandela Etkisi
Bu tür yanlış hatırlamalar, “Mandela Etkisi” olarak bilinen psikolojik bir fenomene örnek teşkil eder. Mandela Etkisi, bir grup insanın, hiç yaşanmamış bir olayı doğruymuş gibi hatırlamasına verilen isimdir. Sosyal medyanın etkisiyle, sahte görseller ve yanlış bilgiler hızla yayılabilir. 75 kuruşla ilgili şehir efsanesi de bu fenomenin bir sonucu olarak görülmektedir.
İnsanlar geçmişten nostaljik anılar paylaşırken, zamanla hatıralar bulanıklaşır ve bu da gerçeklik algısını yanıltabilir. Sosyal medyada paylaşılan yanlış bilgi ve montajlanmış görseller, geçmişte var olmamış bir parayı “gerçekmiş” gibi hatırlamamıza neden olabilir(
75 Kuruş İddiasının Yalanlanması
Günümüzde tedavülde olan madeni paralar arasında 1 kuruş, 5 kuruş, 10 kuruş, 25 kuruş, 50 kuruş ve 1 lira bulunuyor. Geçmişte tedavülde olan paraların arasında da 75 kuruşa dair bir kayıt yok. Hatta sosyal medyada yayılan 75 kuruş görselleri, genellikle 25 kuruşun tasarımının montajlanmasıyla oluşturulmuş sahte görsellerdir(
Geyikmi – Sosyal İçerik Platformu).
Sonuç: Gerçek mi, Efsane mi?
75 kuruşluk madeni para hiçbir zaman tedavülde olmadı, ancak bu efsane, insanların zihinlerinde köklü bir yer edinmiş durumda. Bu olay, tarihsel bilgilerin nasıl yanlış hatırlanabileceğini ve sosyal medyanın bu süreçte nasıl etkili olabileceğini gösteriyor. Tarihimize dair şehir efsaneleri ve yanlış hatırlamalar, aslında gerçeği yeniden sorgulamamızı sağlayan ilginç birer örnek teşkil ediyor.
Bilgiye erişimin bu kadar kolay olduğu bir dönemde, doğru bilgiye ulaşmanın ve tarihi doğru bir şekilde hatırlamanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu tür efsanelerin ortaya çıkmasını önlemek için, bilginin doğruluğunu teyit etmek büyük önem taşıyor.
Kaynaklar: